Meal-i Celili |
Tâkat getiremiyeceğimiz yükü bize yükleme, Allah´ım...
Ey bunca zamandır bizi te´dîb eden Allah;
Ey âlem-i İslâm´ı ezen, inleten Allah!
Bizler ki senin va´d-i İlâhîne inandık;
Bizler ki bin üç yüz bu kadar yıl seni andık;
Bizler ki beşer bir sürü ma´bûda taparken,
Yıktık o yaman şirki, devirdik ebediyyen;
Bizler ki birer hamlede evhâmı bitirdik
Ma´bedlere Ma´bûd-i Hakîkî´yi getirdik;
Bizler ki senin ismini dünyâya tanıttık...
Gördükse mükâfâtını, yâ Rab, yeter artık!
Çektirmediğin hangi elem, hangi ezâdır,
Her ânı hayâtın bize bir rûz-i cezâdır!
Ecdâdımızın kanları seller gibi akmış...
Maksadları dîninle beraber yaşamakmış.
Evlâdı da kurbân olacakmış bu uğurda...
Olsun yine, lâkin bu ışık yoksulu yurda,
Bir nûr-i nazar yok mu ki baksın bacasından?
Bir yıldız, İlâhî! Bu ne zulmet, bu ne zindan.
Hâlâ mı semâmızda gezen leyle-i memdûd?
Hâlâ mı görünmez o seher pâre-i mev´ûd?
Ömrün daha en canlı, harâretli çağında,
Çalkanmadayız ye´s ile hirman batağında!
Kâm adlı cihan, biz yine ferdâlara kaldık...
Artık bize göster ki o ferdâyı: Bunaldık!
Bir emrine ecdâdı da, ahfâdı da kurban...
Olmaz mı bu millet daha te?yîdine şâyan?
Hüsran yine bîçârenin âmâlini sardı;
Âtîsi nigâhında karardıkça karardı.
Balkan´daki yangın daha kül bağlamamışken,
Bir başka cehennem çıkıversin... Bu ne erken!
Lâkin bu cehennem onu yıldırdı mı?Asla!
İ´lâya seğirtip duruyor nâmını hâlâ.
Kum dalgalarından geçiyor öyle şitâban:
Gûyâ o sabâ, geçtiği çöller de hıyâban.
Kar kütlelerinden iniyor öyle yaman ki:
Bir çağlayan akmakta yarıp taşları sanki.
Kızgın günün altında beyâbânı dolaştı;
Yalçın buzun üstünde sekip dağları aştı.
Artık gidiyor Hakk´a varan bir yolu tutmuş,
Allâh´a bakan gözleri dünyâyı unutmuş.
Cûs eyliyedursun geriden nevha-i hüsran...
Yâdında onunşimdi ne mâtem, ne de hicran!
Yâdında değil lânesinin hüzn-i elîmi,
Yâdında değil yavrusunun tavr-ı yetîmi;
Yâdında değil doğduğu, ter döktüğü toprak;
Yadında kalan hatıra bir şey, o da ancak:
Gökten ona ?yüksel!? diyen ecdad-ı şehidi!
Artık o da yükseldi, fakat yerde ümidi:
Bir böyle şehidin ki mükafatı zaferdir,
Vermezsen, İlahi, dökülen hanu hederdir! |
|